Paratiroid kanseri aşırı derecede nadirdir.
Paratiroid kanseri oldukça nadir görülür. Neredeyse tüm paratiroid bez sorunları, bir veya daha fazla paratiroid bezinin aşırı paratiroid hormonu(PTH) üretmesinden kaynaklanır. Bu duruma hiperparatiroidizm denir ve osteporoz, mental bozukluklar, ülserler, pankreatit, böbrek taşları ve bunun gibi bazı sağlık problemlerine neden olur. Fakat, aşırı paratiroid hormonu(PTH) üretiminden sorumlu olan paratiroid dokusunun büyümesi habis değildir, bu yüzden, bu büyümeler paratiroid adenomları(iyi huylu, paratiroid hormonu üreten tümörler) olarak değerlendirilir.
Paratiroid hastalığı %90’dan daha büyük oranda tek bir bozuk paratiroid bezine bağlı oluşur. 4 adet paratiroid bezi olduğu için, bozuk olan bezi çıkarmak problemi çözmenin basit yoludur.
Paratiroid bezi insan vücudundaki diğer dokulardan farklı değildir- içlerinde kanser gelişebilir. Ancak paratiroid kanseri çok nadirdir, hatta ABD’de yılda sadece birkaç düzine vaka görülür. Paratiroid kanseri o kadar nadirdir ki bir çok doktor hiç görmemiştir.
Çok nadiren, bir paratiroid bezi kanseröz(habis hücreler içeren aşırı büyüme) hale gelir. Paratiroid hücrelerinin hayattaki tek görevleri paratiroid hormonu(PTH) sentezlemek olduğu için, kanseröz olanlar(kontrolsüz büyüyenler) de “kontrolsüz” olarak PTH üreteceklerdir.
Aslında, hiperparatiroidizmli bir hastada, bu habis tümörler iyi huylu paratiroid tümörlerinde(adenom ve hiperplazi) görülen “büyük” miktarlarda paratiroid hormonu yerine “dev” miktarlarda paratiroid hormonu ürettikleri için paratiroid kanseri olma ihtimallerinin olması büyük bir ipucudur. Hiperparatiroidizmli tüm hastaların kanlarında paratiroid hormonu yükselmiştir, iyi huylu hastalığı olanlarda seviyeler “yüzler” civarındayken, paratiroid kanseri olanlarda “binler” seviyelerinde olma eğilimi gösterir.
Paratiroid Kanseri İle İlgili Gerçekler
- Paratiroid Kanseri çok nadirdir : Paratiroid hastalığı olan hastaların 1000’de 1’i civarında, hatta belki daha da az.
- Paratiroid kanseri sıklıkla ılımlıdır, çok agresif değildir.
- Paratiroid kanserine mikroskop altında tanı koymak patologlar için zordur. Bu yüzden tanı genellikle klinik görünüme bağlıdır(çok yüksek paratiroid hormon seviyeleri, ve çok yüksek kalsiyum seviyeleri)
- Paratiroid kanseri neredeyse daima aşırı yüksek paratiroid hormonu(PTH) seviyeleri ile birliktedir(tipik olarak “binler” seviyesinde).
- Paratiroid hormonu seviyeleriniz binlerde değilse, ve kalsiyumunuz devamlı olarak 14’ün üzerinde değilse, paratiroid kanseri değilsinizdir(bir genelleme, ancak iyi bir genelleme).
- Kalsiyum seviyeleri 14’ün üzerinde olan birçok insan da paratiroid kanseri değildir.
- Paratiroid kanseri genellikle çok yüksek kalsiyum seviyeleri ile birliktedir(14-15’in üzerinde). “Dev” miktarlarda paratiroid hormonu kemiklerden çok miktarda kalsiyumu mobilize ederek kana geçmesine neden olur.
- Paratiroid kanseri bazen bir genetik bozuklukla birliktedir, bu yüzden, paratiroid kanseri ailesel olabilir.
- Birçok kanser gibi, paratiroid kanserinde şifa şansı erken teşhis ve tedavi edilirse en yüksektir.
- Paratiroid kanserinin prognozu kanserin paratiroid bezi içinde mi kaldığına, yoksa diğer bölgelere(lenf düğümleri, akciğer dokusu vb.) metastaz mı yaptığına(yayıldığına) göre değişir.
- Paratiroid tümörleri 30 yıl sonra bile tekrar ortaya çıkabilir, bu yüzden bu hastalığı taşıyan hastalar uzun yıllar boyunca en az yılda bir muayene edilmelidir.
- Paratiroid kanserleri tipik olarak dev miktarlarda paratiroid hormonu (PTH) sentezledikleri için, kanserin tamamının çıkarılması için yapılan operasyonun etkinliği, operasyondan sonra serum paratiroid hormonu seviyelerinin ölçülmesiyle değerlendirilebilir(Not:Bu aşırı miktardaki PTH seviyelerinin düşmesi başarılı bir operasyondan sonra sıklıkla birkaç ay alacaktır.).
- Kandaki paratiroid hormonu miktarı paratiroid kanserinin nüks edip etmediğini(geri gelip gelmediğini) anlamak için yıllar boyunca düzenli olarak test edilmelidir.(Bu durum iyi huylu paratiroid dokusunun aşırı büyümesi(adenom ve hiperplazi) nedeniyle meydana gelen sıradan hiperparatiroidizm hastaları için geçerli değildir.)
- Serum kalsiyum seviyeleri de paratiroid kanseri geri döndüğünde artan paratiroid hormonuna cevap olarak yükselecekleri için operasyondan sonra yıllar boyunca düzenli aralıklarla kontrol edilmelidir.
- Radyolojik paratiroid cerrahisi olağanüstü işe yaramaktadır. Radyolojik teknikler paratiroid kanserli hastalarda, cerrahın boyunda metastatik paratiroid kanseri içeren herhangi bir lenf düğümü olup olmadığını anlamasına yardımcı olmak için, ayrıca cerrahın paratiroid tümörünün tamamının tiroid bezi içinden ve çevresinden çıkarıldığını anlamasını sağlamak için kullanılmalıdır.
Paratiroid Kanseri Tedavisine Genel Bakış
Tüm paratiroid kanserli hastalar için tedavi mevcuttur. İki tip tedavi yöntemi kullanılır: Cerrahi(Paratiroid kanserinin ve etkilenen diğer yakın dokuların çıkarılması), ve radyoterapi. Kemoterapi(kanser hücrelerini öldürmek için ilaç kullanılması) birkaç klinik çalışmada test edilmektedir, ancak şu ana kadar etkili olarak tanımlanmış iyi bir kemoterapi ilacı yoktur.
Cerrahi paratiroid kanseri için kullanılan en yaygın ve uzak ara en iyi tedavidir. Paratiroid kanserinin tedavisi tümörün büyüklüğüne, yerine ve diğer dokulara yayılıp yayılmadığına bağlıdır. Genellikle kanserle aynı tarafta bulunan paratiroid bezi ve tiroid bezinin yarısı çıkarılmaktadır(tiroid lobektomi).
Eğer bulunursa, boynun aynı tarafındaki lenf düğümleri örneklenir. Büyümüş lenf düğümlerinin varlığı lenf düğümü diseksiyonunu gerektirir (Boynun o bölümündeki tüm lenf düğümlerinin çıkarılması). Radyasyon terapisi kanser hücrelerini öldürmek ve tümörleri küçültmek için yüksek enerjili X ışınlarını kullanır. Ancak bu neredeyse hiçbir zaman kanser tedavisinin başlangıcında kullanılmaz.
Eğer bir süreden sonra kanser tekrar ortaya çıkarsa veya birinci operasyon zamanında diğer dokulara doğru büyümüşse, radyasyon terapisi ek tedavi yöntemi olarak uygun olabilir.
Paratiroid hormonu nüks varlığını kontrol etmek için yıllar boyunca yıllık olarak ölçülür. Paratiroid uzmanları habis, aşırı aktif paratiroid hücrelerinin paratiroid hormonu ürettiğine dikkat çeker. Bu yüzden, kanser çıkarıldıktan sonra hastanın kanında yapılan basit bir kontrol, aşırı paratiroid hormonu üretilip üretilmediğini ortaya koyar.
MIRP Prosedürü(Minimal Girişimsel Radyolojik Paratiroidektomi) paratiroid kanserinde olağanüstü işe yarar. Minimal Girişimsel Radyolojik Cerrahi yöntemi paratiroid hastalıklarının tümünün tedavisinde dev bir gelişme olmuştur. Ana fikir hiperaktif paratiroid hücrelerini, aşırı aktif hücreler tarafından emilen bir hafifçe radyoaktif bir maddeyle radyoaktif hale getirmektir.
Cerrah çok küçük(kalem büyüklüğünde) bir radyasyon dedektörü kullanarak operasyon yapar ve bu sayede vücutta bulunan aşırı aktif paratiroid hücrelerinin tamamının yerini tespit edebilir. Bu yöntem paratiroid kanseri de dahil paratiroid hastalığı olan tüm hastalarda mükemmel çalışır.
Radyolojik Paratiroid Cerrahisi(MIRP) tekrar yapılan ameliyatlarda çok kullanışlı olabilir. Eğer operasyondan sonra(aylar, hatta yıllar sonra) yapılan paratiroid hormon kontrollerinde paratiroid kanserinin nüks ettiği(boyunda tekrar ortaya çıkması, veya vücudun başka bir bölümüne yayılmış olması) ortaya çıkarsa bir sestamibi taraması tümörün nerede olduğunu gösterecek ve böylece radyolojik paratiroid operasyonu yapılabilecektir. Bir kez daha, radyoaktif tümör hücreleri dedektör tarafından bulunacak, ve cerrah(radyolojik cerrahide eğitimli) bunları bulup çıkaracaktır. Bu teknik paratiroid kanserinin tedavisinde çok daha kesin ve tipik olarak çok daha az girişimsel bir yöntemdir.
Prof. Dr. Serkan Teksöz
Paratiroid Kanseri Uzmanı