Paratiroid bezinin aşırı aktivite göstermesi.

Hiperparatiroidizm , Paratiroid bezlerinin ana hastalığı aşırı aktivitedir—aşırı miktarda paratiroid hormonu üretilir. Bu duruma hiperparatiroidizm adı verilir. Hiperparatiroidizm hastalığında, paratiroid bezlerinden bir veya daha fazlası kandaki kalsiyum seviyeleriyle ilişkisiz olarak aşırı hormon üretermek suretiyle uygunsuz davranış gösterir. Başka bir deyişle, paratiroid bezleri kandaki kalsiyum seviyeleri normal olduğu ve hormon üretmemeleri gerekirken, büyük miktarlarda hormon üretmeye devam etmektedir. Aşırı aktif paratiroid bezleri tarafından paratiroid hormonunun aşırı üretimi(hiperparatiroidizm) sizi sağlığınızdan edebilir, yorgun ve halsiz yapabilir, osteoporoza ve daha bir çok ciddi problemlere neden olabilir. Neyse ki, hiperparatiroidizm yeni minimal girişimsel cerrahi tekniklerle düzeltilebilir.

 Aşırı Hormon Üretimine Ne Neden Olur ?

Aşırı hormon üretiminin en sık görülen nedeni paratiroid bezlerinden birinde iyi huylu(kanser olmayan) bir tümörün oluşumudur. Paratiroidlerden birinin bu şekilde büyümesine paratiroid adenomu adı verilir, ve bu primer hiperparatiroidizmli hastaların %96’sı için geçerlidir.

En yaygın durum paratiroid bezlerinden birinde gelişen bir adenomun tüm hormonu sentezlemesidir. Küçük olup yüksek kalsiyum seviyelerine uygun yanıt veren diğer 3 bez ise faaliyet göstermemektedir.

Bu kontrol dışı paratiroid bezi nadiren kanserlidir(2500’de 1’den daha az) ; ancak, kan dolaşımına anormal miktarlarda yavaş yavaş bir çok dokuya zarar verebilen kalsiyumu vererek vücuda yavaş yavaş zarar verir. Paratiroid adenomları genel olarak normal bezelye büyüklüğündeki paratiroitlerden çok daha büyüktür ve sık sık ceviz boyutlarına ulaşır.

Primer hiperparatiroidizmli hastaların yaklaşık olarak %3-4’ünde 4 paratiroid bezinin de büyümesi söz konusu olur, bu durum paratiroid hiperplazisi olarak adlandırılır. Bu örnekte, tüm paratiroid bezleri büyümüş ve aşırı hormon salgılamaktadır. Bu çok daha nadir bir senaryodur ancak vücutta ortaya çıkardığı sonuçlar tamamen aynıdır.

Hastaların %1’inden daha azında görülen daha da nadir bir durum ise 2 paratiroid adenomu ve 2 normal bezinin bulunmasıdır. Bu çok az görülen bir durumdur ve hastalığın tanısını ve tedavisini biraz zorlaştırabilir.

Kaç Adet Paratiroid Etkilenmiştir?

Primer hiperparatiroidizmli 6.331 hastayla yapılan bilimsel bir çalışmada hastalarda kaç adet bezin bozulduğu araştırılmıştır.

Sonuçlar şöyleydi :

  • %95.5 = Bir büyümüş, aşırı aktif bez ( tek adenom olarak tanımlanmıştır.)
  • %4 = 4 büyümüş, aşırı aktif bez ( 4 bez hiperplazi olarak tanımlanmıştır.)
  • %0.5 = 2 veya 3 büyük bez ( multipl adenom olarak tanımlanmıştır.)
  • <%1 = Paratiroid kanseri

Bazı uzmanlar birden fazla bezi ilgilendiren hastalığın (hiperplazi veya multipl adenom) hafifçe fazla bildirildiğine inanmaktadırlar. Bu veriler tüm boyun incelemesinden geçmiş ve tüm bezlerden biyopsi alınmış hastalardan elde edilmiştir. Bu yüzden, veriler mikroskobik incelemeye dayanır, herhangi bir hormon üretimi olup olmadığına dayanmaz. Bu diğer bezlerin klinik olarak aktif olup olmadığı (hormon üretip üretmediği) bilinmemektedir.

Bunu bilmenin tek yolu sadece bir bezi çıkarıp diğer bezlere dokunmamak ve bu hastaları yıllar boyunca takip etmektir. Neticede hiperparatiroidizmli hastaların %94-96’sı bir adet bozuk bez ve 3 adet normal bez taşımaktadır.

Hiperparatiroidizm ‘in Semptomları

Hiperparatiroidizm ilk kez 1925’de tarif edildiğinden beri, semptomlar “inlemeler, sızlamalar, taşlar ve kemikler” olarak bilinir hale geldi. Hiperparatiroidizmli hastaların çoğu tanı konulduğunda iyi hissettiklerini belirtmelerine rağmen, bunların büyük çoğunluğu problem tedavi edildikten sonra daha da iyi hissettiklerini söylerler.

Bu ancak hastaların geriye dönük olarak operasyondan birkaç ay sonra nasıl hissettikleri hakkında yorum yapmalarıyla bilinebilir.

Operasyon öncesi şikayetsiz olduğunu düşünen hastaların bir çoğu, kalsiyum seviyelerinin yüksek olduğu zamanlara göre  geceleri daha iyi uyuduklarını, daha az sinirli olduklarını, bazı şeyleri çok daha kolay hatırlayabildiklerini belirtirler.

Bazı çalışmalarda, hastaların sadece %75’i operasyondan önce “kötü” hissettiklerini belirtirken, hastalıklı paratiroid bezi çıkarılan hastaların %92’si daha iyi hissettiklerini belirtmiştir. Aşırı paratiroid hormonu üretimine bağlı olarak kalsiyum seviyeleri devamlı yüksek olan hastaların kemik ağrısı şikayetleri de olabilir.

Ciddi formda, kemikler kalsiyumlarını o kadar fazla kaybeder ki kırılgan hale gelir ve kırılır(osteoporoz ve osteopeni). Bu problem yaşlı hastalarda daha da endişe vericidir. Aynı zamanda kemiklerin merkezinde ağrıya neden olan küçük kanamalar da olabilir.

Hiperparatiroidizmin diğer şikayetleri mide ülseri ve pankreatit gelişmesidir. Kanda yüksek kalsiyum seviyeleri midenin ve pankreasın iç tabakalarına zarar vererek iltihaba ve ağrıya neden olur(ülserler ve akut pankreatit).

Devamlı olarak yüksek kalsiyum düzeylerinin bir diğer sık görülen etkisi de böbrek taşlarıdır. Böbreklerin ana fonksiyonu kanı süzüp temizlemek olduğu için, hiperparatiroidizmli hastalarda sürekli olarak yüksek kan kalsiyumuna maruz kalacaklardır. Yüksek miktarda kalsiyumun devamlı süzülmesi böbrek tübüllerinde kalsiyum birikmesine, dolayısıyla böbrek taşlarına yol açacaktır.

Bazı olağanüstü durumlarda, dokuda çok fazla kalsiyum depolanması nedeniyle böbreğin tamamı kalsifiye olabilir hatta kemik karakterine bürünebilir. Bu sadece böbrek taşlarına neden olması nedeniyle acı verici değildir, bazı ciddi durumlarda böbrek yetmezliğine de neden olabilir.

Hiperparatiroidizm ‘in Potansiyel Tehlikeleri

  • Ciddi osteoporoz ve osteopeni
  • Kemik kırıkları
  • Böbrek taşları
  • Peptik ülserler
  • Pankreatit
  • Sinir sistemi yakınmaları

Bu problemlerin ortaya çıkması temel olarak hastalığın süresine ve ciddiyetine bağlıdır. Tüm hastalarda ilerleyici bir şikayet olan kemik yoğunluğu kaybı olacaktır. Pankreatit ve ülserler çok daha nadirdir. Hastaların büyük kısmı tanı konulduğunda “iyi” hissettiklerini belirtseler de, problem onarıldıktan 3 ay sonra neredeyse %80’i daha iyi hissettiklerini(daha iyi uyuduklarını vb.) belirteceklerdir. Ameliyat olma veya olmama kararını nasıl hissettiğinize dayanarak vermeyin. Unutmayın, tipik olarak hastalar şikayetler çok sessiz olduğu için tanı konduğunda hastalığı yıllardır taşıyor olurlar. İyi olan şu ki hastalık başarı oranı %95’den fazla, komplikasyon oranı ise %1 veya daha az olan rutin bir cerrahi operasyonla tedavi edilebilmektedir. Bazı merkezler bu hastalık için lokal anestezi altında gerçekleştirilebilen, minimal girişimsel cerrahi uygulamaktadır.

Prof. Dr. Serkan Teksöz
Hiperparatiroidizm Cerrahisi Uzmanı

Doktora Sorun

START TYPING AND PRESS ENTER TO SEARCH